Amsterdam

21.11.2014-23.11.2014

Merhaba arkadaşlar,
Benelux tatilimizin son durağı olan Amsterdam'dayız artık. Şehre tur otobüsümüzle akşam üstü geldiğimiz için otele gitmeden önce kısa bir şehir turu yapıyoruz.


Bu arada otelimiz, Ramada Apollo Amsterdam Centre. Konum olarak merkezde olmamasına rağmen, merkeze çok yakındı. Önünde tramvay durağı olduğu için ulaşımımız kolay oldu. Ayrıca ulaşım için otobüsler de var. Ulaşım için, GVB'nin günlük ya da birkaç günlük kullanabileceğiniz kartlarını alabilirsiniz, ancak müze gezmeyi düşünüyorsanız da müzelerde de indirim sağlayacak I amsterdam kartını da alabilirsiniz, böylece toplu taşımaları sınırsız olarak kullanabiliyorsunuz. Toplu taşımalara binip inerken kartınızı okutmayı unutmayın. Ayrıca duraklarda, oradan geçen hatları ve güzergahlarını görebilirsiniz.
Amsterdam'da kanal turu ya da bisiklet turu yapacaklarınız arasında olabilir. Centraal Station meydanında kanal turu yapabileceğiniz tekne turları var. Sanırım turlar bir saat sürüyor. Amsterdam'ın önemli meydanlarından biri olan Dam meydanındayız. Burada gözümüze iki yapı çarpıyor, Amsterdam Kraliyet Sarayı ve Nieuwe Kerk (Yeni Kilise).

Amsterdam Kraliyet Sarayı/ Dam Meydanı
Nieuwe Kerk Kilisesi
Dam Meydanına çıkan Damrak ve araç tarfiğine kapalı olan Kalverstraat isimli iki cadde var. Alışveriş yapmak, birşeyler yiyip içimek için bu iki caddeyi mutlaka gezmelisiniz, oldukça kalabalık ve turistik. Eğer müze gezmeyi seviyorsanız yine meydanda bulunan Madame Tussaud Balmumu Heykel müzesini gezebilirsiniz. Bu kısa şehir keşfinden sonra otelimize gidiyoruz.
Ertesi sabah, güne erken başladık. Amsterdam'a yakın sahil kasabası olan Volendam ve Marken'in güzel olduğunu duymuştuk. Bizim zaman kısıtımız olduğu için Volendam'a gitmeyi tercih ettik. Volendam'a otobüsle de teknelerle de ulaşım mümkün. Biz otobüs terminaline gidip biletlerimizi aldık. Terminal, Amsterdam'da Media Markt'ın bulunduğu bölgeye yakın, yürüyerek gidebiliyorsunuz. Deniz ürünlerini seven birisi olarak burasını çok beğendim. Minik dükkanlar var, vitrinlerinde pişmiş iştah açıcı deniz ürünleri :)


Volendam


Hollanda peynirleri meşhur olur derler, bizde Volendam'da peynirlerin de satıldığı bir pazar buluyoruz. Hem tadım yapıyoruz, hem de buradan uygun fiyata peynir satın alıyoruz. Peynir alırken vakumlatıp alın aksi takdirde uçakta el bagajına peynirleri almıyorlar, aklınızda olsun.



Volendam Pazar
İştah Açıcı Deniz Ürünleri :)


Hediyelik eşya almak istiyorsanız, burada magntler, tahta ayakkabılar, vs. gibi şeyler Amsterdam'daki dükkanlara göre çok daha ucuz. 
Tahta Ayakkabılar
Volendam Yolu Üzerinde Bir Yel Değirmeni


Volendam gezimizi tamamlayıp tekrar otobüsle dönüş yoluna geçiyoruz. Amsterdam merkeze gelir gelmez şehir turumuza kaldığımız yerden devam ediyoruz. Amsterdam'ı gezerken her evin tepesinde bulunan kancalar gözümüze çarpıyor. Bunlar sayesinde insanlar yüklerini üst katlara taşıyormuş, iyi fikir aslında.
En Üstteki Camlarda Bulunan Kancalar
Amsterdam deyince akla laleler gelir, Çiçek Pazarı yani Blomenmarkt gelir. Burası hediyelik eşya almak için oldukça uygundur. Çok güzel çiçekler de var.


Diğer bir önemli meydan da müzelerin bulunduğu Museumsplein meydanı. Meşhur I Amsterdam yazısının olduğu bölge :) Neresinde dursam nasıl fotoğraf çektirsem diye düşündüğünüz yazı, çok kalabalık :) Eğer müze severseniz, bölgenin en önemli müzelerinden Rijksmuseum ve Van Gogh Müzesi'ni gezebilirsiniz. 




Museumsplein'e gelmişken on dakika uzaklıktaki Vondelpark'a gidebilirsiniz. Burası doğal, sakin, huzurlu bir yer. Burada merek edilen bir diğer yer de Red Light District, kırmızı fener mahallesi. Dam meydanından yürüyerek 5 dk da gelinen bu yer, seks turizminin olduğu bölge. Bu bölgede kırmızı lambalı camlı bölmeli yerler var, sadece erkekleri değil merak edip giden kadınları ve çocukları da görebilirsiniz. Sakın fotoğraf çekmeye kalkışmayın, sert tepkilerle karşılaşabilirsiniz. Bölgede seks ve uyuşturucu anlamını taşıyan XXX sembolünü görebilirsiniz. Ayrıca bu bölgede Coffee Shop ve Bulldog gibi mekanlarda esrar içmek serbest. Zaten Amstardam'ı gezerken yollarda anlamsızca gülen, ya da transa geçip öylece oturan insanlara denk gelebilirsiniz. 
Buraya gelip de Heineken Experience'e gitmeden olmaz. Biranın yapım aşamalarını görüyor ve tadımını gerçekleştiriyorsunuz, isminize özel bira satın alabiliyorsunuz. Kesinlikle deneyin çok eğlenceli :) Kapıda biletlerini alıyorsunuz, alınan ücretin bir kısmı sanırım bağış için kullanılıyor, bu aktivite biraz uzun sürüyor, vaktinizi ona göre ayarlamakta fayda var.





Bu kadar yoğun ve keyifli bir günün ardından otelimize doğru yola çıkıyoruz. Ertesi sabah erkenden dönüşümüz var, bir güzel tatilin daha sonuna geldik :) Keyifli gezmeler :)